İtalya’da geçen ay yapılan seçimleri kazanan çok sağcı İtalya’nın Kardeşleri Partisi’nin önderi Giorgia Meloni başbakan olarak birinci konuşmasını parlamentoda yaptı. Meloni hükümet programını açıkladığı konuşmasında, ülkeye ‘yarı başkanlık sistemi’ getirmeyi planladıklarını da söyledi.
Siyasete neo-faşist hareketlerde giren ve faşizmle ortasına uzaklık koymamakla eleştirilen Meloni, şu tabirleri kullandı: ‘’Bana karşı araç olarak kullanılan argümanın bilakis, anti-demokratik rejimlere karşı hiçbir vakit sempati yahut yakınlık hissetmedim. Bu faşizm de dahil olmak üzere tüm rejimler için geçerli.’’
Meloni’nin gençliğinde faşist diktatör Benito Mussolini’yi övdüğü ve ‘’Ne yaptıysa İtalya için yaptı’’ dediği bir görüntü, seçim kampanyasında tekrar gündeme gelmişti.
Övgü Pınar’ın BBC Türkçe’de yer alan haberine nazaran, Başbakan Meloni bugün Temsilciler Meclisi’nde yaptığı konuşmada, seçim kampanyasındaki vaatleri ortasında yer alan başkanlık sistemine geçiş planını da tekrarladı. “İtalya’nın istikrarı teminat altına alan ve halk egemenliğini yine merkeze alan, başkanlık sistemine dayalı bir anayasa ıslahatına muhtaçlığı olduğuna inanıyoruz’’ diyen Meloni, Başkanlık Sistemi’nin ‘’karar verici bir demokrasi’’ manasına geldiğini savundu.
Fransa’dakine misal bir yarı başkanlık sistemi önereceklerini açıklayan Meloni, geçmişte birtakım merkez sol partilerin de misal bir sistemi savunduğunu hatırlattı ve şöyle devam etti: “Mümkün olan en düzgün ve en fazla dayanak gören ıslahata ulaşabilmek için bu mevzuyu parlamentodaki tüm siyasi güçlerle görüşmek istiyoruz. Fakat ön yargılı muhalefet karşısında İtalya’da ıslahat yapmaktan vazgeçmeyeceğimiz de bilinsin! Bu durumda İtalyanlar tarafından bu hususta bize verilen yetkiye nazaran hareket edeceğiz.’’
‘KÜRTAJI KISITLAMAMA’ SÖZÜ
“Demokrasi ve özgürlük, çağdaş Avrupa medeniyetinin belirleyici ögeleridir, ben de kendimi bunların içinde görüyorum” diyen Başbakan Meloni, hükümetinin mevcut özgürlükleri ve uygar hakları kısıtlamayacağını, buna kürtajın da dahil olduğunu söyledi. Meloni’nin seçim öncesinde bayanlara ‘’kürtaj olmama hakkı verme’’ vaadi büyük tartışma yaratmıştı.
Geçmişte Avrupa Birliği’ne (AB) sert tenkitler yönelten, ortak para ünitesine karşı çıkan, Avrupa Kurulu ve Avrupa Merkez Bankası’nı ‘tefeciler komitesi’ diye tanımlayan Meloni bugünkü konuşmasında AB’ye ve genel olarak Batı’ya bağlılık kelamı de verdi. Öte yandan Avrupa’nın ‘’Yahudi-Hıristiyan kökleri’’ vurgusu yaptı: “İtalya, Batı’nın ve onun ittifaklar sisteminin bir modülüdür. Avrupa Birliği’nin, euro bölgesinin ve Atlantik İttifakı’nın kurucu devleti, G7 üyesi ve hatta tüm bunlardan evvel, Yunanistan ile birlikte Batı medeniyetinin ve onun özgürlük, eşitlik ve demokrasiye dayalı kıymetler sisteminin beşiğidir; bunlar Avrupa’nın klasik ve Yahudi-Hıristiyan köklerinden gelen kıymetli meyvelerdir.’’
Meloni, hükümetinin AB’nin mevcut kurallarına hürmet göstereceğini lakin işlemeyen kuralların değiştirilmesine katkıda bulunacağını belirtti.
‘PUTİN’İN ŞANTAJLARINA BOYUN EĞMEK SORUNU ÇÖZMEYECEK’
Rusya-Ukrayna savaşında da daha evvel de olduğu üzere NATO çizgisine dayanak veren Meloni şöyle konuştu: “Ukrayna’nın özgürlüğünü bizim huzurumuzla takas etmenin mümkün olduğuna inananlar yanılıyor. Putin’in güç konusundaki şantajlarına boyun eğmek sorunu çözmeyecek, tersine daha fazla talep ve şantajın önünü açarak sorunu daha da kötüleştirecektir ve gelecekteki güç artırımları son aylarda yaşadıklarımızdan daha büyük olacaktır.’’
Ekonomi açısından ülkenin güçlü bir periyottan geçtiğini, resesyon beklentisini vurgulayan Meloni, bir fırtınanın ortasında idaresi devraldığını söyledikten sonra şunları ekledi: ”Borç azaltmanın yolu ne geçmiş yıllarda uygulanan körü körüne kemer sıkma siyasetleri ne de bir ekip yaratıcı mali maceralardır. Bunun yolu kalıcı ve yapısal ekonomik büyümedir. Bunu başarmak için yabancı yatırımları teşvik etmeye elbette açığız. Bir yandan stratejik ulusal üretimi tehlikeye atan yağmacı mantıklara karşı çıkarken, başka yandan İtalya’da yatırım yapmayı seçen, karşılıklı yarar mantığı içinde kalkınma, istihdam ve ‘know-how’ getiren yabancı şirketleri memnuniyetle karşılamaya açık olacağız.’’
‘NİYETİMİZ, AKDENİZ’DEKİ İNSAN TİCARETİNİ FRENLEMEK’
Sağcı ve çok sağcı partilerden oluşan yeni hükümetin göç konusunda sert siyasetler izlemesi bekleniyor. Meloni seçim kampanyasında Libya’ya deniz ablukası uygulanarak göçmen teknelerinin İtalya’ya ulaşmasının engellenmesini istemiş, bu vaadi insan hakları savunucularının yansısını çekmişti. Bugünkü konuşmasında da hükümetinin bu bahisteki siyasetini şöyle açıkladı: “Yasadışı yola çıkışları durdurmak ve Akdeniz’deki insan ticaretini frenlemek. Niyetimiz hala birebir. Fakat bir deniz ablukasından bahsetmemizi istemiyorsanız, şöyle söyleyeyim: Avrupa Birliği’nin Sophia deniz misyonu, hiç uygulanmamış olsa da bir kademede tam olarak bunu, Kuzey Afrika’dan teknelerin kalkışının engellenmesini öngörüyordu, biz bu öneriyi tekrar gündeme getirmek niyetindeyiz.’’
Bu öneriyi Avrupa seviyesinde gündeme getireceklerini söyleyen Meloni, Kuzey Afrikalı yetkililerle mutabık kalarak Afrika topraklarında, memleketler arası kuruluşlar tarafından yönetilen merkezlerin oluşturulmasını ve sığınma taleplerinin buralarda değerlendirilmesini savundu. Giorgia Meloni liderliğindeki İtalya’nın Kardeşleri’nin yanı sıra, çok sağcı Lig ve merkez sağdaki Haydi İtalya partilerinden oluşan yeni hükümet için bugün ve yarın parlamentoda inanç oylaması yapılacak. Genel seçimlere ittifak halinde giren bu partiler parlamentonun her iki kanadında da çoğunluğu elde ettiği için inanç oylamasının problemsiz geçmesi bekleniyor. (DIŞ HABERLER)