ÇİĞDEM YILMAZ / İstanbul – Genç bayanın annesi Sedya Süme, kızının vefatın üzerinden 42 gün geçtiğini lakin şimdi İsimli Tıp raporunun çıkmadığını belirterek şunları anlattı: “
Öldüğü gün kızımla konuştum, rastgele bir meşakkati yoktu. Köye gelen çerçiden koltuk örtüsü aldığını söylüyordu, bu konuşma sabah 10.30 üzere gerçekleşti, saat 11.00’da kızımın intihar ettiği söyleniyor. Köylüler, kızımın halı örtüsü aldığı için kaynanasının sonlandığını ve bu nedenle oğluna şikayet ettiğini söylediler. Kayınvalide ve elti, kocasını ‘Köye gelen satıcılarla samimi’ diyerek kışkırtmışlar. Eşi de kızımın uzunluğuna yumruk atıyor ve kızım bayılıyor. Sonra üzerine su dökmüşler lakin ayılmamış. Daha sonra kıyafetlerini değiştirip hastaneye götürmüşler. Kızımla birebir köydeyiz lakin ben kızımın öldüğünü saatler sonra öğrendim ve başta bana ‘kızın boğazı ağrıyordu ondan öldü’ dediler. Sonradan intihar ettiğini söylediler. Biz gariban bir aileyiz, ne bir avukat tutacak paramız var ne de bize yardım eden. Bu aile bu mevtin üstü kapatmak istiyor, iki avukat tutmuşlar. Ben de kızımın vefatının aydınlatılması için avukat desteği bekliyorum.”
Süme ayrıca kızının yakın hastane yerine uzak hastaneye götürüldüğünü söyledi.
‘ÜÇ HARFLİLER YÜZÜNDEN’
Genç bayanın kayınpederi Canip Yıldırım ise tezlere “Başta ‘intihar’ demedik zira, ailenin reaksiyonunda korktuk, gelip taarruzlar diye. Yakın hastaneye de ondan götürmedik, gelip reaksiyon şovlar diye uzak hastaneye götürdük” diye karşılık verdi.
İlhan Yıldırım da “Eşimin ruhsal meseleleri vardı fakat hastaneye gitmeyi kabul etmiyordu. Bir de eşime annesi muska yaptı, üç harfleri musallat etti, eşim bu üç harfliler yüzünden de intihar etmiş olabilir. Yakın hastaneye ile uzak hastane dedikleri hastane ortasında da 10 dakika mesafe var. Öbür hastaneyi tercih etme nedenim daha donanımlı olması” diye konuştu.