Bursa Siyah İnciri, alıcı bulunamadığı için üreticinin elinde kaldı. CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, geçen yıl kilosu 20 liradan satılan incirin yalnızca bu yıl masrafının 15-20 lira olduğunu, 10 liraya dâhi satılamadığını söyledi.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, yıl boyunca masraf eden çiftçinin Bursa Siyah İncirinin elinde kaldığını söyledi.
“SADECE BURSA’DA BU KALİTEDE YETİŞTİRİLİYOR”
Bursa Siyah İncirinin değerli üretim merkezlerinden olan Mudanya’nın Yaylacık Köyünde çiftçilerle bir ortaya gelen Orhan Sarıbal, şunları söyledi:
*Hasat devri geldiği halde alıcı olmadığı için incir kısmında kaldı. Geçen yıl kilosu 20 liradan satılan incirin çiftçiye maliyeti bu yıl maliyeti 15-20 lira. Bugün 10 liraya satılamıyor. Türkiye’nin dünyada tanınan, marka olmuş Siyah İncir Bursa’nın 40 köyünde yetiştiriliyor. Türkiye’nin en fazla katma paha yaratan eserlerinden biri.
*Çok özel bir eser. Öbür bölgelerde denemeler yapılmış lakin birebir kalite yakalanamamıştır. Yalnızca Bursa’da bu kalitede yetiştiriliyor.
*Yıllık yağış, hava, nem, deniz havasının tesiri, toprak yapısı bu eseri muhakkak bölgelerde yetişmesini sağlıyor. Bursa Siyah İncirin hasadı yeni başladığı halde alıcı yok. Meyveler olgunlaşmış fakat alıcı yok.
“DÜNYAYA İHRAÇ EDİLİYOR”
Bursa Siyah İncirinin Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın farklı ülkelerine ihraç edildiğine dikkati çeken Sarıbal, “Ekonomik kriz nedeniyle dünyada besin eserlerinde bir aksama var. Lakin geçen yıl bu eserleri alan iş dünyası, tüccarlar, bu yıl Avrupa’da, Rusya’da geçen yılın altında mı satıyorlar bu eseri? Bu türlü bir şey yok. Tüketimde bir ölçü azalma var fakat fiyatlarda bir düşüş yok. Meğer son bir yılda Türk Lirası dolar karşısında neredeyse 3 kat kıymet kaybetti. Yani geçen yılın fiyatlarıyla karşılaştırdığımızda bu yıl bu eserin 60 liranın üzerinde olması gerekir. Bugün bu eserin alıcısı yok” dedi.
“ÜRETİM OLMAZSA HERKES KAYBEDER”
Önceki yıllarda eseri çiftçiden alıp ihraç eden tüccara seslenen Sarıbal, “Bu işten ekmek kazanan tüccarlarımızın, şirketlerimizin bu bahse hassasiyetle bakması gerekir. Çiftçimiz ziyan ederse, ziyandan ötürü ağaçlarını keserlerse, üretim olmazsa herkes kaybeder, kimse bu işten bir şey kazanamaz. O yüzden birinci davetimiz tüccara. Çiftçinin hakkını verin. Zira bu çiftçi kışın budamasını yaptı, gübresini attı, damla sulamasını yapmış, emekçi çalıştırıyor, elektrik, bu parası ödüyor. Kendi emeği, tarlanın kirası var. Yaptığımız hesaba nazaran ihracatlık siyah incirin kilosunun maliyeti 15-20 lirayı bulmakta. Meğer bugün maliyetinin çok altında fiyat teklif ediliyor” diye konuştu.
“GÜN BUGÜN, ÇİFTÇİNİN YANINDA DURUN”
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Tarım ve Orman Bakanlığı ve iktidara da “Gün bugündür, çiftçinin yanında olun” davetinde bulunan Sarıbal, “Bursa Büyükşehir Belediyesi 5-6 yıl evvel ‘Siyah inciri kurtarıyoruz’ diyerek Tarım A.Ş’yi kurdu. Sayın Büyükşehir Belediye Lideri, Vakit bu vakittir. Bugün gelin bu çiftçinin eserine sahip çıkın. Yanında olun. Bir öbür davetimiz Tarım ve Orman Bakanlığına, Hükümete.Gün bugündür. İhracatçıyı desteklemeniz gerekiyorsa ihracatçıyı destekleyin. Çiftçiyi desteklemeniz gerekiyorsa, bugün vaktidir, çiftçiyi destekleyin. Bu esere yazık etmeyin” sözlerini kullandı.
“ÇİFTÇİ BU SARMALDAN, BU GÜÇ DURUMDAN KURTULSUN”
“100 milyon dolar için, bir milyar dolar için bu ülkenin nerelerde ne pazarlıklar yaptığını biliyoruz” diyen Sarıbal, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Bu eser ihracat eseri. Buna sahip çıkın. yüzde 100 yerli ve ulusal bir eser. Bunu dünyanın öbür ülkelerine gönderelim. Bakanlık aracılığıyla, Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla, öteki kurumlar aracılığıyla bunu gönderelim. Siyah incire sahip çıkın. Bursa’daki 40 köyün de temel üretim unsuru, geçim kaynağı. Lütfen sahip çıkın. Desteklemeyi arttırın. Esere bir yol açın. Çiftçi bu sarmaldan, bu sıkıntı durumdan kurtulsun, ülke gelir ve döviz kazansın.
Çiftçiler örgütlenmeli, birlikte olmalı, kooperatif yahut birlik kurmalı. Tüccarlar da diğerleri da para kazanmak için burada. Onlara diyecek kelamımız yok. Lakin biz örgütlenip kendi eserimizi kendimiz pazarlayabilecek hale gelebilmeliyiz. Yoksa tesadüflerle, bahtlarla geldiğimiz yer işte bu kadar. 3 yıl uygun masraf 4 yıl yerle bir olur. 4 yıl makûs masraf 5 yıl âlâ olur. Tesadüflerle bu işlerin olmayacağını biliyoruz.”